Yeterince
aşağılık çağımızda demeyeceğim zira üzgünüm ama bu hep böyleydi. Dileyenleri Tora’ya
Harun’un Musa’ya “halk kötüdür” diye şikayetlenmesine göndermeli. Bu dünyada
iyilik arayan sözlerden kaçınmalı, gündelik hayatta dolaşan maskeleriniz kâfi
değil mi?
Söz bayağı
olmalı, her karakter bir cümlesinde hem kendini övmeli sonra lanetlemeli.
Söylediklerini bir sonraki sayfada unutmalı, bir balıktan beter belleğe haiz
olmalı.
Siz değerli
seyircilerimize bir kompozisyon konusu: Bunu güzel Türkçe’mizle yapmak mümkün
müdür? İngilizce de demiyorum tabii ki, Oxford İngilizcesi, kraliçenin o ince
derin lafızlarından, zeka dolu metaforlarından söz etmiyorum. Ama şunu da
anlamalısın: “sözde” sokağın, ezilmişin, itilmişin diliyle de olmaz bu. Kendi
sarayında gidip ezilmişi yazıyorum dersen, buna belki senin romantik
hayranların salya sümük ağlar ama kargalar güler. Kargalara zırnık hürmet göstermeyen
metinden ise bir halt çıkmaz.
Sisteme
yöneltilmiş öfkeli “güzel” sözleri ancak sağda solda kendin gibilere
satabilirsin, sayfalarca bahsettiğin pisliği kapatmak için kendine vicdani
ışıltılar bulmaya çıkan zavallılara yani.. Bu yüzden ilk kural: söz efendice yere
düşecek, yerin dibine inecek, yerini bilecek ve o sözü kimseler de yerden alıp,
toplamaya cüret edemeyecek... Sözün esrikliğinde sarhoş olup, trans halindeki itler gibi
aklına esene saldırmayacaksın, insanlara “insancık” diyerek iyiden iyiye şapşallamayacaksın.
İnsan sözcüğü yeterince değersizken, bunca öfkelenmenle, saman altından insan’ı
allayıp pullamayacaksın. Anladın mı Bay Kâmil?
Karanlık
yeterince karanlıkken, o özenle bulup ettiğin küfürlerinle kendi küçük kulübeni
ışıldatmaya yeltenmeyeceksin. Çok satarsın tabii. Ama kargaların nezdinde
hiç bir değerin yok. Bunu bil. En azından.
Günümüz dünyasında Amerikanca konuşulmasının -konuşmamızın- sebebi nedir?
YanıtlaSil