Benim ekşi yatak çarşaflarına bulaşmış rüyalarım
sözcüklere yeltense, beyhude avuçlanan kar taneleri gibi eriyip giderler.
Deftere dökülse soluk belirsiz acemi ve ayıp fotoğraflara benzerler. Olağan varlıktan
tiksinip de buharlaşarak özgürleşen pek çok hayalet gibi... Arka’mda olduğunu sandığım onlarca daş’ım, aramızdaki yar’da bir Tanrı var şizosuna
kapıldığım onlarca yâr-ımtrak, hayvani bir kazancın ve dölün peşine düşmüş
materyalist sınıflar üzerinde tüten ütopik esriklikler ve birlikte söylendiği
hâlde utanmazca unutulan müstehcen türküler gibi. Geriye kalakalan ben hangi
ben’e benzer?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder