Farkında mısınız?
Nasıl olduysa artık, her birimiz hem birbirimizin hem de kendimizin psikoloğu
kesildik. Davranışlarımıza gerekçeler buluyor; egolarımızdan, beynimizin bilmem
hangi Grekçe isimli bölgesinden, ebeveynimizden, ne olduğu belirsiz bir “depresyondan”
bahsediyor; kederli kaderlerimize olmadık sebepler arıyor, “psikanalitik” teşhisler
koyuyoruz. Savunma mekanizmalarımızı kuvvetlendirip duruyor; sevimsiz, kaskatı yapma
ve süslü benlikler oluyoruz böylelikle. İnsan olmaktan çıkıp zavallı fantastik imgelere,
edilgin statik biblolara dönüyoruz.
Hepiniz mi
psikologsunuz Tanrı aşkına? Yapıp ettikleriniz sadece yapıp ettiklerinizden
ibaret, oysa. Tüm bunlara gerekçeler aramak ve öz-hikâyeler yaratmak; devletlerin
şu anki durumunu kuvvetlendirmek için resmi tarih uydurmasından ne kadar
farklı? Yapıp ettiklerinize ya da korkudan yapamadıklarınıza; anne babanızı da
işin içine katıp yarım yamalak öğrendiğiniz Freudçu teorilerden derme çatma,
yalan yanlış mefhum ve ifadelerle doneler aramanızda bir sorun yok mu?
Korkularımızı maskelemenin
en kolay yolu bir bakıma bu tabii: “Annem böyle yapmasaydı...” “Şu ülkede
doğmasaydım...” “Şu mahallede zorluklar içinde büyümeseydim...” “Kocamın
dayağına maruz kalmasaydım...” “İlk çocuk olmasaydım...” Vesaire, vesaire,
vesaire.
Bırakın bu
salaklıkları artık. Siz ne bir psikologsunuz (ki onların da bu saçmalığa devasa
katkılarını inkâr edemeyiz); ne ideolojik bir tarih yazıcısısınız, ne de gerçek
anlamıyla bilime gönül vermiş, hakikat sevdalısı bir düşünür... Hiçbiri
değilsiniz. Gerekçeler aramaktan bir süreliğine de olsa vazgeçin. Sanki Yunan
tragedyasının tanrısı, tanrıçası olmuş gibi bir hâliniz var... Siz düpedüz
insansınız, canım kardeşlerim. Biz düpedüz, etten kemikten, fani ve ders almayı
bilmeyen zavallı mahluklarız. Ve bunu samimiyetle duyumsayabildiğimizde, o
bedene gömülmüş ruhlarımızın sonsuzluğuna aklımız bir nebze erebilecek belki. Olmakta
olanla hiçbir ilgisi olmayan, o kendi yarattığımız ahlâksız hikayelerin neden-sonuç
ağlarının dışına taşabileceğiz. Böylece akıl dışı ertelemelerden, fetişlerden, yapay
kederlerden vazgeçebilecek, irademize sahip çıkabileceğiz. Kurgulanmış yapay benliklerimizin manasızlığını
görebileceğiz hatta. Olabileceğiz belki. Kim bilir? Varolmakta olandan umut
kesilmez, zira.